Gül tarımı, özellikle Türkiye’de önemli bir ekonomik faaliyet alanı olmasına rağmen, bu yılki zirai don olayları üreticileri ciddi bir sıkıntıya soktu. Geçtiğimiz günlerde yaşanan ani sıcaklık düşüşleri ve ardından gelen don etkileri, gül yetiştiriciliğinde beklenen verimi olumsuz yönde etkiledi. Tarımsal üretim alanlarını tehdit eden bu durum, gül bahçelerine vurduğu darbe ile hem üreticilerin hem de tüketicilerin yüzünü güldürmeyi engelledi. Üretici, hem hasat döneminde hem de pazarlama aşamasında ciddi kayıplar ile karşı karşıya.
Zirai don, tarımsal üretimde sıcaklıkların ani bir şekilde düşmesiyle ortaya çıkan doğal bir olaydır. Özellikle ilkbahar aylarında, bitkilerin büyüme döneminin başlangıcında meydana gelen don olayları, tarımsal ürünlerin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Gül bitkisi, soğuk hava koşullarına maruz kaldığında, yaprakların ve çiçeklerin donmasına neden olur; bu da hem görünüm hem de kalite kaybı anlamına gelir. İlkbaharın başlarında ya da sonbaharın sonlarında ani sıcaklık düşüşleri, gül üreticileri için büyük bir tehdit oluşturmakta. Özellikle bu yıl, beklenmedik bir şekilde gerçekleşen hava olayları, gül tarımı açısından verim düşüklüğüne sebep oldu.
Bu yıl gül üretiminde yaşanan verim kaybı, hem yerel pazarlarda hem de uluslararası alanda dengenin sarsılmasına yol açtı. Üreticiler, don olaylarının ardından hasat oranlarındaki düşüşü gözlemlemekte ve buna bağlı olarak fiyatların artışını beklemekte. Çiçekçilik sektörü, gül fiyatlarının kayda değer şekilde artabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Gül, özellikle özel günlerin ve kutlamaların vazgeçilmezi olduğundan, bu durum tüketiciyi de dolaylı yoldan etkileyecek.
Ayrıca, don hasarının yanı sıra, bu tür hava olaylarının iklim değişikliği ile bağlantılı olduğu da göz önünde bulundurulmakta. İklim değişikliği, tarımsal üretimi tehdit eden bir diğer unsurdur ve bu durum, gül yetiştiricilerinin gelecekte alacakları riskleri artırıyor. Birçok üretici, don olaylarıyla başa çıkabilmek için herhangi bir teknoloji kullanmadığı veya verim artırıcı önlemler almadığı için bu sıkıntıyı daha da derinleştirebilir. Bu senaryonun devamı, gül üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanamamasıyla birlikte, sektörde büyük bir çalkantıya yol açabilir.
Sonuç olarak, zirai don olaylarının gül yetiştiriciliği üzerindeki etkilerini göz ardı etmek mümkün değil. Hem üreticilerin hem de sektör paydaşlarının bu duruma karşı bir çözüm üretmesi, önümüzdeki yıllar için büyük önem taşıyor. Alternatif ısındırma yöntemlerinin geliştirilmesi, don olaylarına karşı hazırlıklılık ve iklim değişikliğine yönelik adımlar atılması gerekmekte. Aksi takdirde, gül tarımı sadece ekonomik kayıplarla değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.