2023 yılı içerisinde Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvurularında kayda değer bir düşüş yaşandı. Bu durum, ülkemizde eğitim sisteminin nasıl şekillendiği ve gençlerin yükseköğrenim hakkındaki düşüncelerini nasıl etkilediği konusunda önemli bir gösterge olarak dikkat çekiyor. YKS başvurularında görülen bu azalma, yalnızca rakamsal bir düşüş değil, aynı zamanda eğitim politikalarının, ekonomik koşulların ve toplumsal değişimlerin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Peki, YKS başvurularındaki bu düşüşün ardında yatan nedenler neler? İşte merak edilen tüm detaylar.
Son yıllarda, özellikle sosyal medya ve dijital platformların etkisiyle gençlerin kariyer ve başarı algıları değişim göstermeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda üniversite diplomasının bir zorunluluk olduğunu düşünürken, günümüzde birçok genç kendi girişimcilik yeteneklerini öne çıkarmaya ve alternatif kariyer yollarını keşfetmeye yöneliyor. Bu durum, YKS'ye olan başvuru sayısında gözle görülür bir azalmaya neden olabiliyor. Gençler, geleneksel eğitim sisteminin dışında farklı fırsatlar sunan online kurslar, mesleki eğitim programları veya kendi işlerini kurarak başarının başka yollarını arıyor.
Ayrıca, pandemi süreciyle birlikte uzaktan eğitim modelinin yaygınlaşması, çoğu öğrencinin eğitim kalitesini sorgulamasına neden oldu. Uzun süre online eğitim alan birçok öğrenci, gerçek bir üniversite deneyimi yaşamadan yükseköğrenime dahil olmanın gerekliliğini sorguluyor. Bu da, YKS başvurularını etkileyen bir diğer önemli etken olarak karşımıza çıkıyor. Öğrencilerin büyük bir kısmı, diploma almak yerine yeteneklerini geliştirecek farklı alanlara yönelmeyi tercih ediyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik belirsizlikler, gençlerin eğitim kararlarını olumsuz etkiliyor. Yüksek öğrenim süreci, sadece eğitim maliyetleriyle değil, aynı zamanda yaşam giderleriyle de ilişkili. Göç eden gençler, yurt dışında eğitim alma ya da başka ülkelerde kariyer yapma hayalleri kurarken, Türkiye'deki mali zorluklar bu hedeflere ulaşmalarını zorlaştırıyor. Maddi durumu iyi olan ailelerin çocukları, en azından belli bir düzeyde eğitim alabilme konusunda daha şanslıyken, maddi durumu yeterli olmayan gençler ise alternatif yollar aramak zorunda kalıyor.
Devlet üniversiteleri ve özel üniversitelerin farklı fiyat aralıkları, gençlerin bu süreçte yaşadığı esas sıkıntılardan biri. Üniversiteye yerleştiğinde karşılaşacakları öğrenim ücreti, barınma, ulaşım gibi ek masraflar nedeniyle daha fazla öğrencinin YKS’ye başvuru yapmaktansa, meslek kurslarına yönelmeleri gibi kararlar alması olası bir durum haline geldi.
Özellikle aile bütçesi sınırlı olan öğrenciler için, "Üniversite eğitimi bana ne kattı?" sorusu daha fazla önem kazanıyor. Bu sorgulama, pek çok öğrencinin üniversite başvurusu yapmaktan vazgeçmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra, atıl kalma korkusu ve iş bulma umudunun azalması da YKS başvurularındaki düşüşü etkileyen diğer faktörler arasında yer alıyor. Mezun olduktan sonra iş bulamama kaygısı, pek çok genci eğitim yolunu değiştirmeye itiyor.
Sonuç olarak, YKS başvurularında görülen düşüş, yalnızca eğitim sistemine dair bir eleştiri değil, aynı zamanda gençlerin değişen yaşam koşullarının, beklentilerinin ve tercihlerinin bir yansımasıdır. Eğitim ve iş hayatındaki dönüşüm, gençlerin düşüncelerini ve hayata bakış açılarını etkiliyor. YKS başvurularındaki bu geçici düşüş, önümüzdeki yıllarda eğitim politikalarını, kariyer olanaklarını ve gençlerin üniversiteye nasıl bakacaklarını da önemli ölçüde şekillendirebilir.
Bu noktada, YKS başvurularındaki düşüşün uzun vadeli sonuçlarının neler olabileceği konusunda çeşitli tahminler yürütülebilir. Eğitimciler, politikacılar ve aileler olarak, gençlerin geleceğe olan umutlarını ve güvencelerini artırmak için atılacak adımlar üzerinde durmak her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Gelişen teknolojiler ve sosyal değişimlere uygun bir eğitim modeli oluşturmak, gelecekte YKS başvurularının artmasına ve üniversite eğitiminin yeniden değer kazanmasına zemin hazırlayabilir.