Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 24 Eylül'de ünlü siyasetçi ve yazar Sırrı Süreyya Önder’i anmak için özel bir etkinlik düzenledi. Anma programında, Önder'in siyasetteki yeri, toplumsal mücadeleleri ve düşünce dünyası dikkat çekti. Etkinlik, sadece bir anma olmanın ötesinde, aynı zamanda Türkiye'nin toplumsal ve siyasi yaşamındaki değişimlere de ışık tuttu. Sırrı Süreyya Önder, yaşamı boyunca barış, demokrasi ve insan hakları konularında duyduğu sorumlulukla tanınan bir isimdi ve bu nedenle anma programı büyük bir katılım ve ilgi gördü.

Önder'in Hayatı ve Siyasi Mücadeleleri

Sırrı Süreyya Önder, 1963 yılında Birecik'te doğdu. 1990'lı yıllarda Tunceli Üniversitesi'nde sosyoloji okuyan Önder, genç yaşta siyasete atıldı. 2002 yılında 3. dönem İstanbul milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Halkın sorunlarını her platformda dile getirmekten çekinmeyen Önder, özellikle Kürt meselesi ve azınlık hakları üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı. Meclis'te aktif olarak daimi bir barış savunucusu olarak tanımlanıyordu.

Etkinlikte, Sırrı Süreyya Önder'in dostları, meslektaşları ve ailesi bir araya gelerek onun anısını yaşattı. Meclis Başkanı, Önder'in politik duruşunun ve insani değerlerinin Türkiye’nin demokratik mücadelesinde ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Önder’in barışçı yaklaşımı ve insan hakları konusundaki duyarlılığı, katılımcılar tarafından çok sayıda anekdotla desteklendi. Programda, Önder’in sık sık söylediği 'Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz' sözüne de vurgu yapıldı.

Katılımcıların Görüşleri ve Anılar

Etkinliğe katılan isimler arasında Özlem Zengin, Engin Altay gibi tanınmış politikacılar da yer aldı. Zengin, Önder'in yaşamının ve mücadelesinin hatırlatılması gerektiğinin altını çizerek, "Sırrı Süreyya Önder, barış diyerek yola çıkan bir insandı. Onun hayali, bir gün bu ülkede kimsenin kimseye düşman olmamasıydı." ifadelerini kullandı.

Engin Altay ise "Önder'in mücadeleci ruhu ve yenilikçi bakış açısı, genç nesiller için bir örnek teşkil etmektedir. Bugün burada toplanmamızın sebebi, bir ustayı anmak ve onun devrimci ruhunu yaşatmaktır." dedi.

Etkinlik, Sırrı Süreyya Önder’in yazdığı eserlerden alıntıların okunmasıyla devam etti. Anma sırasında, pek çok kişinin Önder ile olan anılarını paylaştığı görülürken, bu anılarla birlikte onun düşüncelerinin ve topluma etkisinin ne kadar derin olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.

Önder’in yaşamı ve siyaset sahnesindeki varlığı, Türkiye’nin demokratikleşme çabalarındaki katkılarıyla her daim olacak. TBMM’de düzenlenen anmanın ardından yapılan değerlendirmelerde, Sırrı Süreyya Önder’in toplumsal dayanışmanın simgelerinden biri olduğu ve barışa olan inancının asla unutulmaması gerektiği mesajı verildi.

Son olarak, anma etkinliği Sırrı Süreyya Önder’in sevdiği müziklerle son buldu. Katılımcılar, onun müziği ve sanata olan sevgisini yansıtan bu atmosferde, anmanın anlamını derinleştirerek programı sonlandırdılar. Bu özel etkinlik, Sırrı Süreyya Önder’in fikirlerinin ve mücadelesinin hala yaşatıldığını bir kez daha kanıtladı.