Her birimizin hayatında özel anlara tanıklık eden aile mirasları bulunur. Bu miraslar, sadece maddi varlıklar değil, aynı zamanda değerler, gelenekler ve kültürel zenginliklerdir. İşte bu bağlamda, dedelerinden kalan mirası yaşatmaya kararlı bir çiftin hikayesi, birçok insana ilham kaynağı olmaya devam ediyor. 21 yıldır birlikte çalışan bu çift, geleneksel el sanatlarını ve kültürel değerleri yaşatmanın yanı sıra, bu alanları modern yaşamla buluşturmayı da başarıyor.
Hikayenin merkezinde Mahmure ve Hasan Yerlikaya çifti bulunuyor. Evliliklerinin hemen ardından, Mahmure’nin dedesi, bölgenin en önemli ustalarından biriydi. Dedesi, geleneksel el sanatlarının zenginliğini ve derinliğini aktaran bir öğretmen olmuş, bu mirası nesilden nesile taşımıştır. Eşinin bu geleneği yaşatmaya olan tutkusu, Hasan'ı da etkilemiş ve birlikte geleneksel el sanatlarına olan ilgileri artmıştır.
21 sene boyunca, çiğnemek, parçalamak ve yeniden oluşturmak gibi süreçlerle çeşitli el sanatları eserleri üreten çifti tanıyanlar, onların işine duyduğu sevgi ve saygının izlerini hemen keşfediyor. Ürettikleri eserler sadece el yapımı değil; aynı zamanda her bir parça, dünden bugüne kadar gelen bir hikaye barındırıyor. Hasan, “Dedemin bana öğrettiklerini, şimdi eşimle birlikte ileriye taşıyoruz,” diyerek bu mirasa olan bağlılıklarını ifade ediyor.
Geleneksel el sanatlarını yaşatmak sadece eskiyi korumaktan ibaret değil. Mahmure ve Hasan çifti, aynı zamanda bu sanatları modern dünyaya adapte ederek, genç kitlelere hitap etmeyi başarıyorlar. Ürettikleri eserlerinde, geleneksel motifleri modern tasarımlarla birleştiriyorlar. Kendi tasarımlarını oluşturan çift, sosyal medya platformlarında da bu eserleri sergileyerek, daha geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor.
Sadece eski tekniklerin korunması değil, aynı zamanda bu tekniklerin nasıl geliştirilebileceği ve değişebileceği üzerine de çalışıyorlar. Yakın zamanda başlattıkları atölye çalışmaları ile gençlere, bu sanatların inceliklerini öğretmek için adım attılar. “Yeni neslin bu mirası öğrenmesi gerektiğine inanıyoruz,” diyen Mahmure, eğitim vermenin kendilerine de büyük bir tatmin kaynağı olduğunu ifade ediyor.
Hedefleri sadece geçim sağlamak değil; kültürel mirası koruyarak gelecek nesillere aktarmak. Çift, bu süreçte karşılaştıkları zorlukları da aşmayı başardı. Özellikle, dijitalleşen dünyada geleneksel sanatların nasıl yaşatılacağı konusunda kafa yoran çift, attıkları adımlar sayesinde bu sanatları daha erişilebilir hale getirmeyi başardı.
Özellikle pandemi döneminde online atölye faaliyetlerine başlayan çift, insanların evlerinde kalmak zorunda olduğu süre boyunca, alternatif bir eğitim imkanı sundu. “Bu süreçte, insanların evlerinde bizimle birlikte el sanatları yapmasını sağladık. Bu sayede hem alışkanlıklarını sürdürdüler hem de yeni şeyler öğrenme fırsatı buldular,” diye ekliyor Hasan.
Dedelerinden kalan mirası bu şekilde korurken, aynı zamanda günümüzün ihtiyaçlarına da cevap verme çabası, onların bu alandaki samimiyetini bir kat daha artırıyor. Konuyla ilgili yapılan röportajlarda, çiftin işlerine olan tutkularının yanında, çevreleri tarafından nasıl desteklendiğini de görmek mümkün. Mahalle halkı, onların her etkinliğine destek verirken, eserlerinin de tanınmasına yardımcı oluyor. Böylece, yerel halkın birlikte hareket etmesi, bu mirası koruma çabasını güçlendiriyor.
Dedelerinin mirasını yaşatmada kararlı olan Mahmure ve Hasan Yerlikaya çifti, aynı zamanda kendi çocuklarına da bu mirası aktarmak için çabalıyor. Onların eğitimine büyük önem verdiklerini belirten çift, çocuklarının geleneksel sanatlara duyduğu ilgiyi artırmak için onlarla birlikte işler yapıyor. Bu yaklaşım, yalnızca kendi sanatlarını yaşatmaktan öte, yeni neslin de bu mirasın bir parçası olmasını sağlıyor.
Bu çiftin hikayesi, sadece el sanatları ile sınırlı değil. Onlar, yaşamın tüm alanında miraslarını yaşatmaya çalışarak, farklı alanlarda da toplumda etki yaratma çabasındalar. Sadece geleneksel el sanatları ile değil, aynı zamanda toplumun kültürel değerlerini pekiştirmek ve bu değerleri sürekli kılmak adına çaba sarf ediyorlar. Her ne kadar karşılarına zorluklar çıkabilse de, bu sürecin içerisinde buldukları mutluluk ve tatmin, zorlukları aşmanın anahtarı oluyor.
Dede mirasını yaşatmayı başaran Mahmure ve Hasan çifti, yalnızca kendi hayatlarını değil, aynı zamanda çevrelerindeki toplumu da bu geleneksel değerleri yeniden anlamaya davet ediyor. Onların bu tutkulu çabasının sadece şahsi bir hikaye olmadığı, aynı zamanda birçok aile ve nesil için örnek teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Hem aile değerlerini yaşatmak hem de toplumda bir fark yaratmak için çalışan bu çift, gelecekte de daha birçok projeye imza atmaya hazırlanıyor.
Sonuç olarak, dedelerinden kalan mirası yaşatmaya kararlı bir çiftin hikayesi, sadece bireysel bir başarı değil; aynı zamanda kültürel bir koruma ve yenilikçi bir yaklaşımın örneğidir. Mahmure ve Hasan, sadece kendi yaşamlarını değil, gelecekteki nesillerin de bu değeri hissetmesini sağlamak için verdikleri mücadele ile birçok insana ilham olmaya devam ediyor.