Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk gazeteciliğinin önemli simalarından biri olan Altan Öymen'in vefatının ardından duygu dolu bir taziye mesajı yayımladı. Öymen'in uzun yıllara dayanan gazetecilik kariyeri ve siyaset alanındaki katkıları, sadece ülkemizde değil, dünya genelinde yankı buldu. Erdoğan, mesajında Öymen'in düşünceleri ve toplum üzerindeki etkisi hakkında anlamlı sözler sarf etti. Öymen, bıraktığı eserler ve fikirlerinin nesiller boyu hatırlanacağını vurgulayan Erdoğan, kaybın Türk toplumu için derin bir yarası olduğunu belirtti.
Altan Öymen, 1932 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Eğitim hayatına İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nde başladı. Türk basınına katkıda bulunan isimlerin başında gelen Öymen, 1950'li yıllardan itibaren gazetecilik kariyerine adım attı. Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet gibi önemli gazetelerde görev alarak, Türk kamuoyuna pek çok gündem maddesini aktardı. Uzun yıllar Genel Yayın Yönetmeni olarak görev alan Öymen, yazdığı köşe yazıları ve makalelerle Türkiye'nin siyasi gündeminin şekillenmesine önemli katkılarda bulundu.
Öymen’in siyaset alanındaki kariyeri de oldukça dikkat çekicidir. 1970'li yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) aktif siyasete atılan Öymen, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yaptı. Siyasi kariyeri boyunca birçok önemli görüşmelere katılmış, partisi için farklı dönemlerde yönetim kadrolarında görev almıştır. Özellikle yıllarca süren gazetecilik geçmişi, siyasi konular üzerindeki analizlerine de derinlik katmıştır. Öymen, hem gazeteci olarak hem de siyasetçi olarak, demokrasiyi ve özgür basını savunan bir duruş sergilemiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altan Öymen hakkında şu ifadeleri kullandı: "Kıymetli dostum Altan Öymen, derin bir hüzün içinde aramızdan ayrıldı. Gazeteciliğiyle toplumu bilgilendiren, düşünceleriyle aydınlatan bir şahsiyet olarak her zaman hatırlanacaktır." Bu sözler, sosyal medyada geniş yankı buldu. Çoğu kullanıcı, Erdoğan'ın açıklamalarını desteklerken, Öymen'in basın dünyasına kattığı değeri vurgulayan yorumlarda bulundu. Türk toplumunun hemen hemen her kesiminden insanlar, Öymen'in vefatının ardından onun anısını yaşatmak, düşüncelerini ilerletmek adına çeşitli etkinlikler düzenleyeceklerini belirtti.
Bunun yanı sıra, birçok medya organı Öymen'in vefatını geniş bir şekilde haberleştirerek, onun hayatı ve kariyeri hakkında daha fazla bilgi paylaşmayı amaçladı. Altan Öymen'in sosyal medya hesapları da taziye mesajlarıyla dolup taştı. Hayatının son dönemlerine kadar aktif olan Öymen, son yıllarda sağlık sorunları ile mücadele ediyordu ve bu sağlık sorunları nedeniyle kamuoyundan bir süre uzak kalmıştı. Ancak, hangi ortamda olursa olsun, fikirleri ve görüşleri ile daima gündemde kalmayı başardı.
Altan Öymen'in katıldığı son önemli etkinliklerden biri, geçtiğimiz yıl düzenlenen bir basın konferansıydı. Bu konferansta Türkiye'nin medya ve siyaset üzerindeki sorunlarına dair önemli tespitlerde bulunmuştu. Sadece genç gazetecilere değil, aynı zamanda tüm topluma nasıl bir sorumluluk taşıdıklarını ve demokrasiyi savunmanın ne denli önemli olduğunu aktarmıştı. Bu açıdan, Erdoğan'ın mesajı yalnızca bir taziye olarak değil, aynı zamanda Öymen'in mirasına sahip çıkma gerekliliğine de işaret ediyordu.
Son sözlerimizle onu anmak gerekirse, Altan Öymen'in hayatı, sadece kendisi için değil, Türk toplumu için de büyük bir öğretidir. Erdoğan’ın mesajında altını çizdiği gibi, onun düşünceleri ve eserleri unutulmayacak. Unutulmaması gereken bir diğer husus ise, Öymen'in duruşunun ve etkisinin yeni nesil gazetecilere ilham kaynağı olmaya devam edeceğidir. Gazetecilik mesleği, her zamankinden daha fazla cesaret ve özveri gerektirirken, Öymen’in mirası bu yolda yürüyecek genç gazeteciler için bir pusula olacaktır.
Bütün bu nedenlerle, Altan Öymen’in anısına itibar etmek, yalnızca bir vefa görevi değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi bilinçlenme görevimiz olmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dikkat çektiği gibi, kaybın yalnızca bir insan kaybı değil, bir düşünsel, kültürel ve toplumsal kayıp olduğunu unutmamalıyız.