70’li yılların başlarından beri geleneksel zanaatları yaşatmak için emek veren 75 yaşındaki Durmuş Dede, mesleğin son ustalarından biri olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Ailesinin kuşaktan kuşağa aktardığı meslek bilgisiyle şekillendirdiği ürünler, hem geçmişe duyulan özlemi hem de el sanatlarının önemini gözler önüne seriyor. Özellikle yerel halk tarafından ilgi gören Durmuş Dede, hem zanaatçılığın zorluklarını hem de bu eski mesleği devam ettirmenin verdiği mutluluğu paylaşıyor. İşte, zamana meydan okuyan bu usta hakkında daha fazla bilgi.
Durmuş Dede, çocukluğundan beri zanaatla iç içe büyüdüğünü, babasının bu meslekteki ilk öğretmeni olduğunu ifade ediyor. 5 yaşında, babasının atölyesinde geçirdiği saatler, ona sadece el becerisi kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda el sanatlarına duyduğu sevgiyi de pekiştirmiş. "Yüzlerce yıl önce yapılan sembolleri, desenleri yeniden hayat vermek benim için bir tutku" diyor. Yıllar içinde birçok ustanın izinden giden ve kendine has bir üslup geliştiren Durmuş Dede, geleneksel el sanatlarının günümüzde nasıl unuturulmaya yüz tuttuğunu üzülerek gözlemliyor.
Modern yaşamın getirdiği kolaylıklara karşı, zanaat ve el yapımı ürünlerin kıymetinin giderek artmasının bir parçası olduğunu vurgulayan Durmuş Dede, "Bir zamanlar her evin köşesinde bulunan el yapımı ürünler artık sadece sergileniyor. Oysa bunlar, kültürümüzün ve geçmişimizin bir parçası" diyor. Ustalığı ile tanınan Durmuş Dede, sadece ürün üretmekle kalmayıp, aynı zamanda genç nesle bu sanatı aktarmak için de çaba sarf ediyor. Birçok genç, zanaatına duyduğu ilgi ile atölyesine geliyor ve onun tecrübelerinden faydalanma şansı yakalıyor.
Durmuş Dede'nin ustalığı, sadece kendi yetenekleriyle sınırlı değil. Kendisi gibi zanaatına tutku duyan gençler ile çalışmalar yapmak için bir araya geliyor. "Usta-çırak ilişkisi, bu sanatın en önemli yönü. Gençlere öğretmek, benim için bir sorumluluk" ifadeleriyle bu süreçte hissettiği aşkı vurguluyor. Gençlerin, el sanatlarına yönelmesini ve bu zanaatı sürdürmesini umduğunu belirten Durmuş Dede, "Benim mesleğim, sadece bir iş değil; bu bir yaşam tarzı” diyor. Onun sayesinde birçok genç, el sanatlarına merak saldı ve bu geleneği sürdürmek için elinden geleni yapıyor.
Durmuş Dede'nin en büyük hayali, kendi atölyesinde açacağı bir sergi ile bu zanaatları daha geniş kitlelere tanıtmak. Son yıllarda artan ilgi sayesinde, zanaatları daha görünür kılmanın yollarını arıyor. "Sergilerin açılması,bu ürünlerin daha fazla insana ulaşmasını sağlar ve zanaatın geleceği için umut verir" diyor. Durmuş Dede’nin hikayesi, sadece bir zanaat ustasının hikayesi değil; aynı zamanda geçmişin, kültürün ve geleneklerin nasıl yaşatılabileceğine dair bir ilham kaynağı.
Son olarak, 75 yaşındaki Durmuş Dede’nin hikayesi, geleneksel zanaatlardan uzaklaşan günümüzde, kendi alanında nasıl zamana meydan okuduğunu ve bu zanaatı sürdürmek için gösterdiği çabayı gözler önüne seriyor. El emeği ile ürettiği her ürün, geçmişin ve bugün arasında kurduğu köprüde, zamansız bir estetik sunuyor. Durmuş Dede’nin serüveni, her zaman hatırlanacak olan bir bağımlılık ile geleneğin günümüzle nasıl buluştuğunu gözler önüne seriyor.